top of page

Türk Ceza Kanunu 2. Maddesi (TCK madde 2)

  • Yazarın fotoğrafı: Yakup YIKILMAZ
    Yakup YIKILMAZ
  • 23 Şub 2024
  • 2 dakikada okunur

Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi

Madde 2- (1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.

(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.

(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.



Türk Ceza Kanunu'nun 2. Maddesi, "Kanunî ölçü" başlığı altında yer alır. Bu madde, suç ve cezanın kanun tarafından önceden belirlenmiş olması ilkesini vurgular. Suçun ve cezanın tanımlanması, sınırları ve ölçüleri kanunda açıkça belirtilmiş olmalıdır. Böylece, hukuki güvence sağlanarak yargılamalarda adil ve öngörülebilir bir süreç oluşturulur. 2. Madde, hukuk devleti ilkesinin bir yansıması olarak kanunilik ilkesini vurgular ve bireylerin haklarını koruma amacını taşır. Suç ve ceza konularında belirsizlik ve keyfi uygulamalara karşı koruma sağlamak için bu prensip, ceza hukukunun temelini oluşturur.




Maddesinin Gerekçesi


Kanunun amacına ilişkin maddesinde ifade edilen kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınabilmesi için, hangi fiille­rin suç teşkil ettiğinin kanunda açık bir şekilde belirlenmesi gerekir. Aynı şekilde, suç işlenmesi dolayısıyla verilecek ceza ve tedbirlerle, cezaya mahkûmiyetin hukukî sonuçları ve bu yaptırımların süre ve miktarlarının da kanunla dü­zenlenmesi zorunludur.


Anayasamızda da ifade edilen ve evrensel nitelikteki “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesinin gereği olarak suçların tanımlanması ve ceza hu­kuku yaptırımları koyma yetkisine sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi sahiptir. Yine Anayasamıza göre yasama görevi, devredilmesi mümkün ol­mayan bir yetkidir. Bireyin maddî ve manevî varlığı üzerinde derin etkiler doğuran suç ve cezaların, ancak ulusal iradeyi temsil eden organ tarafından yapılacak kanunla düzenlenebilmesi, kişi hak ve özgürlüklerine sağlanan en önemli anayasal garantilerden birini oluşturmaktadır.


Anayasada temel hak ve özgürlükler alanının, kanun hükmünde karar­namelerle düzenlenemeyeceğinin öngörülmesi de, bu garantinin bir ifadesi­dir. Kişi hak ve özgürlükleri konusunda kanun hükmünde kararname çıka­rılmaması bakımından anayasal normla getirilen bu yasağın, idarenin diğer düzenleyici işlemleri için de geçerli olduğu kuşkusuzdur. İşte maddenin ikinci fıkrasındaki düzenlemeyle, Anayasada yer alan emredici normların gereği yerine getirilerek, idarenin düzenleyici işlemleriyle bir suç tanımının kapsamının belirlenemeyeceği ve ceza konulamayacağı açıkça düzenlenmiş olmaktadır.


Yine suçta ve cezada kanunilik ilkesinin doğal bir sonucu olan evren­sel ilke niteliğindeki ceza kanunlarının uygulanmasında kıyasa başvurula­mayacağı, maddenin üçüncü fıkrasında açıkça düzenlenmiştir. Böylece ceza kanunlarının bireye güvence sağlama işlevinin bir gereği daha yerine geti­rilmiş olmaktadır. Yeni tarihli ceza kanunlarında da kıyas yasağına ilişkin olarak açık hükümlere yer verilmektedir. Örneğin yeni Fransız Ceza Kanu­nunda bu husus “ceza kanunları dar yorumlanır” biçiminde ifade edilmiştir. Kıyas yasağıyla getirilen güvencenin tam anlamıyla uygulanabilmesini mümkün kılmak amacıyla, kıyasa yol açacak şekilde yapılacak geniş yo­ruma da başvurulamayacağı açıkça ifade edilmiştir. Ancak bu hükümle ceza hukukunda genişletici yorum tümüyle yasaklanmamakta, sadece bu yorum biçiminin kıyasa yol açacak şekilde uygulanmasının önüne geçilmek isten­mektedir.


Av. Yakup YIKILMAZ

Tel : 0552 406 51 50

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Komentáře


© 2024 by YIKILMAZ HUKUK & DANIŞMANLIK Powered and secured by Wix

  • LinkedIn
  • Instagram
bottom of page