top of page

Türk Ceza Kanunu 33. Madde ( TCK madde 33)

  • Yazarın fotoğrafı: Yakup YIKILMAZ
    Yakup YIKILMAZ
  • 3 Mar
  • 4 dakikada okunur

Sağır ve dilsizlik

Madde 33- (1) Bu Kanunun, fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocuklara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onsekiz yaşını doldurmuş olup da yirmibir yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında da uygulanır.



KANUN GEREKÇESİ


Madde 33- İşitme yeteneğine doğuştan sahip olmayan veya küçük yaşta bu yeteneği tamamen yitiren insanın algılama yeteneği yeterince ge­lişmez.


Sağır ve dilsizin ceza sorumluluğunun belirlenmesinde, suç oluşturan fiili işlediği sıradaki yaşı, ölçü alınmıştır. Böylece, sağır ve dilsizlerle ilgili olarak, yaş küçüklerinin sorumluluk rejimine paralel bir düzenleme yapıl­mıştır. Ancak, sağır ve dilsizlerin algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneği daha geç gelişebileceği düşüncesiyle, ayrı bir yaş grubu sınıflan­dırması yapılmıştır.


Fiili işlediği sırada yirmi bir yaşını doldurmuş olan sağır ve dilsizler açısından yaşın ceza sorumluluğu üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı kabul edilmiştir. Ancak, bu kişilerin işledikleri fiil açısından algılama veya irade yeteneğinin olup olmadığı yönünde ortaya çıkabilecek sorunla ilgili olarak, akıl hastalarına ilişkin sorumluluk rejiminin göz önünde bulundu­rulması gerekmektedir.



AVUKATIN YORUMU


TCK Madde 33 – Sağır ve Dilsizlik ile Ceza Sorumluluğu


Ceza hukukunda, suç işleyen bireylerin cezai sorumlulukları belirlenirken failin fiziksel ve zihinsel durumu dikkate alınır. Türk Ceza Kanunu’nun 33. maddesi, sağır ve dilsiz bireylerin işledikleri suçlarda cezai sorumluluklarının nasıl değerlendirileceğini düzenler. Bu madde, sağır ve dilsiz bireylerin iletişim engelleri nedeniyle suç ve ceza arasındaki ilişkiyi yeterince kavrayamamış olabileceklerini göz önüne alarak özel bir ceza indirim mekanizması oluşturur.


Ceza hukuku açısından temel ilke, bir bireyin suç işlediği anda fiilin sonuçlarını kavrayabilmesi ve eylemlerinin bilincinde olmasıdır. Ancak, sağır ve dilsiz bireyler, özellikle doğuştan bu durumda olanlar, eğitim ve iletişim eksiklikleri nedeniyle suç ve ceza arasındaki ilişkiyi yeterince anlayamayabilirler. Bu nedenle, ceza hukuku onların sorumluluğunu belirlerken, yaş, gelişim düzeyi ve suçu anlama kapasitelerine göre bir ayrıma gitmiştir.


Bu madde, ceza davalarında ağır ceza avukatı için önemli bir savunma noktası oluşturabilir. Zira, sağır ve dilsiz bireylerin işledikleri suçlarda, fiilin hukuki anlamını kavrayıp kavrayamadıkları, olay anında nasıl hareket ettikleri ve ceza indirimi gerektiren koşulların olup olmadığı dikkatlice değerlendirilmelidir.


Sağır ve Dilsizlik Kapsamında Ceza Sorumluluğu


TCK 33, sağır ve dilsiz bireylerin cezai sorumluluğunu yaşa göre değerlendirir. Bu yaş gruplarına göre cezai sorumluluk şu şekilde belirlenmiştir:


1. On Beş Yaşını Doldurmamış Sağır ve Dilsizler


TCK 33’ün ilk düzenlemesi, on beş yaşını doldurmamış sağır ve dilsiz bireylerin ceza sorumluluğunun bulunmadığını belirler.


Bu yaş grubundaki bireylerin cezai sorumluluğu olmadığı gibi, onlar hakkında ceza kovuşturması yürütülemez. Ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

Örneğin, 14 yaşındaki sağır ve dilsiz bir bireyin bir mağazada izinsiz olarak bir ürünü alması halinde, bu durum hırsızlık suçu olarak değerlendirilse bile, çocuğun suçun hukuki sonuçlarını kavrayıp kavrayamadığı göz önünde bulundurularak cezai sorumluluk taşımadığı sonucuna varılabilir. Ancak, mahkeme, çocuğun suça yönelmesini engellemek adına koruma ve eğitim tedbirleri uygulanmasına karar verebilir.


2. On Beş ile On Sekiz Yaş Arasındaki Sağır ve Dilsizler


On beş yaşını doldurmuş ancak on sekiz yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsiz bireyler, fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneklerine bağlı olarak cezalandırılabilirler.


Ancak, TCK 33 bu yaş grubundaki bireyler için cezada indirim öngörmüştür. Eğer suç ağırlaştırılmış müebbet hapis gerektiriyorsa, bu bireylere 18 ila 24 yıl hapis cezası verilir. Müebbet hapis cezası gerektiren bir suç işlenmişse, ceza 12 ila 15 yıl arasında değişir. Diğer suçlar için ise cezanın üçte biri oranında indirilmesi öngörülmüştür.


Örneğin, 16 yaşındaki sağır ve dilsiz bir bireyin, kendisine yönelen ağır bir hakaret nedeniyle kavgaya karışıp karşısındaki kişiye ciddi şekilde zarar vermesi durumunda, mahkeme onun duygusal ve zihinsel gelişimini, eğitim seviyesini ve olay anındaki psikolojik durumunu inceleyerek bir karar verecektir. Eğer failin cezai sorumluluğu tam anlamıyla oluşmamışsa, cezasında önemli bir indirim uygulanacaktır.


3. On Sekiz ile Yirmi Bir Yaş Arasındaki Sağır ve Dilsizler


TCK 33’ün en dikkat çeken noktalarından biri, yetişkin bireyler için cezai sorumluluk yaşının artırılmasıdır. Normalde, 18 yaşını dolduran bireyler yetişkin kabul edilip tam cezai sorumluluk taşırken, sağır ve dilsiz bireyler için bu sınır 21 yaş olarak belirlenmiştir.


Bu düzenlemenin amacı, sağır ve dilsiz bireylerin, eğitim ve iletişim eksiklikleri nedeniyle hukuki kavrayışlarının diğer bireylere kıyasla daha geç gelişebileceği gerçeğidir.


Örneğin, 19 yaşında sağır ve dilsiz bir birey, bir trafik kazasına karışıp kasten birine zarar vermişse, mahkeme failin olay anındaki psikolojik durumunu, suçu bilerek ve isteyerek işleyip işlemediğini ve eğitim seviyesini değerlendirerek gençlik indirimi uygulanıp uygulanmayacağına karar verir.


Sağır ve Dilsizlik Savunmasında Avukatın Rolü


Ceza davalarında ağır ceza avukatı, müvekkilinin sağır ve dilsiz olmasının cezai sorumluluğu üzerindeki etkisini titizlikle incelemelidir.

Mahkemeye sunulabilecek deliller şunlardır:

  • Adli tıp raporları (Bireyin işitme ve konuşma engelinin derecesini gösteren raporlar)

  • Eğitim geçmişi (Eğer birey işaret dili ve iletişim eğitiminden geçmemişse, bu ceza indirimi için önemli bir unsur olabilir)

  • Tanık ifadeleri (Ailesi, öğretmenleri veya işaret dili uzmanlarının beyanları)

  • Psikolojik değerlendirme raporları

Bir ağır ceza avukatı, müvekkilinin ceza indiriminden yararlanabilmesi için mahkemeye akılcı ve bilimsel temellere dayanan bir savunma sunmalıdır.


Ceza Hukuku Açısından Sağır ve Dilsizlik Neden Önemlidir?


Ceza hukukunda en temel ilke, failin suç işlediği sırada ne kadar bilinçli olduğunun tespit edilmesidir. Sağır ve dilsiz bireyler, özellikle doğuştan bu durumda olanlar, toplumsal iletişimde zorluk yaşadıkları için, hukukun getirdiği yasak ve yaptırımları tam olarak kavrayamayabilirler.

Bu nedenle TCK 33, sağır ve dilsiz bireylerin cezai sorumluluğunu daha esnek bir şekilde ele almakta ve belirli yaş aralıklarında cezai indirimler sağlamaktadır.


Sonuç: TCK 33 ve Ceza Sorumluluğu


TCK 33, sağır ve dilsiz bireylerin cezai sorumluluğunu yaşlarına ve bilişsel gelişim seviyelerine göre düzenleyen önemli bir hukuki normdur.

  • On beş yaşından küçük olanlar cezai sorumluluktan muaftır.

  • On beş ile on sekiz yaş arasındakiler için ceza indirimleri uygulanır.

  • On sekiz ile yirmi bir yaş arasındaki bireyler için cezai sorumluluk, normal bireylere kıyasla daha esnek değerlendirilir.


Bu düzenleme, ceza hukukunun bireylerin psikolojik, fiziksel ve gelişimsel özelliklerini göz önünde bulundurması gerektiğini ortaya koymaktadır.


Ağır ceza davalarında, sağır ve dilsiz bireylerin cezai sorumluluğunun doğru bir şekilde değerlendirilmesi ve uygun savunma stratejilerinin geliştirilmesi için uzman bir ağır ceza avukatı ile çalışmak büyük önem taşır.


Av. Yakup YIKILMAZ


Tel: +90 552 406 51 50

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


© 2024 by YIKILMAZ HUKUK & DANIŞMANLIK Powered and secured by Wix

  • LinkedIn
  • Instagram
bottom of page